Özellikle 1992-1995 yılları arasında Bosna’da yaşanan buhran bir insanlık dramına dönüşürken yaşanan toplu ölümler özellikle Srebrenitza’da soykırım boyutuna ulaşmıştır. Bir yıl önce Lahey Uluslararası Adalet Divanı Srebrenitza’da yaşananları soykırım olarak tanımlarken Sırbistan’ın soykırımda bir rolünün olmadığına karar vermiştir. Bu karar dünyada şaşkınlık uyandırırken asılsız Ermeni soykırımı iddiaları karşısında Batı’nın yanlı tutumu gün yüzüne çıkmıştır. Güvenlikten sorumlu Hollandalı BM askerlerinin BM Güvenli Bölgesi Srebrenitza’yı Sırplara teslim etmesi sonucu yirmi bin’den fazla sivil Türklerden intikam almak için katledilmiştir. Aynı Hollandalı askerler Hollanda hükümeti tarafından 2006 yılı içinde Onur Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Ayrıca Eski Yugoslavya için oluşturulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICTY) kararları da ölçek ve etki bakımından uluslararası adalete gölge düşürür niteliktedir.Özellikle Kosova’nın Şubat 2008’de bağımsızlığının ardından bölgede Sırp Milliyetçiliği tekrar yükselmiştir. Yakın bir zamanda Bosna’da Bosnalı Sırpların Cumhuriyeti Republika Srpska (RS)’nin bağımsızlık ilan edebileceği öngörülmektedir. Böylesi bir bölünmeye şu an uluslararası toplumun bölgedeki mevcudiyeti izin vermese de küresel bir ekonomik kriz karşısında AB fonu’nun ve NATO’nun bölgeden çekilme ihtimali böylesi bir bölünmeyi kanlı çatışmalara dönüştürecek niteliktedir. Uluslararası Adaletin bölgede sağlanamaması, ICTY’nin etkililiğinin sınırlı kalması ve Kosova’nı bağımsızlığı Sırp milliyetçiliğini cesaretlendirmektedir.
Yer: BEYKENT ÜNİVERSİTESİ